CANIM ÜLKEMİZİ YOK PAHASINA SATIYORUZ

Ülkemizin turizm hareketini şekillendiren bir elin parmakları kadar yurt dışı fuar vardır. Malum tarihlerde yapılan bu fuarlarda ülkeler sırasıyla yer alır. Akdeniz çanağında rekabette olduğumuz ülkeler dizilir; Portekiz – İspanya – Yunanistan – İtalya stantlarının yanı başında Türkiye…
Türkiye standı o ülkedeki gurbetçilerimizin yoğun ilgisi ile hareketlidir, ikramları ise yabancı konuklara ilginç gelir. Buraya kadar her şey istenildiği gibidir, binlerce pound harcamanın keyfini ülke standımıza uzaktan bakarak alabiliriz. Peki, işin finaline yönelik ne yaparız?
Türkiye’ye operasyon yapan tur operatörlerinin cepleri kabarık yetkilileri tek tek stantları dolaşmaya başlar. Portekiz standından yüksek sezon için aldığı 70 Dolarlık fiyatı not alır, ardından İspanya’dan 75 Dolarlık fiyat alır ve not eder, Yunanistan’dan aldığı 65 Dolarlık yüksek sezon fiyatını da notlarına kaydeder. Sıra Türkiye’ye geldiğinde ise karşılaştığı 100 Dolarlık yüksek sezon fiyatını notlarının arasına yanına yıldız işareti koyarak not eder… Çünkü Türk turizmcilerinin bu sene turizm patlayacak, çatlayacak inançları o kadar yoğundur ki, kendilerini inandırmış, hatta tur operatörünü de inandırmak için çaba sarf etmişlerdir… Aylardan Ocaktır.

Fuarlardan istenilen geri dönüşümü alamayan Türkler Şubat ortaları gibi fiyatlarını 90 Dolara çekmiştir. Mart kapıdan baktığında havalarda ısınmaya başladıysa, Türkiye fiyatı 80 Dolarları görmüştür. İspanya Yunanistan ne yapmıştır diye sorarsanız, onlar 1 Dolar için bile kan gövdeyi götüren pazarlıklarla Nisan ayını bulmuşlardır. Nisan ayını gören Türkiye’nin büyük öngörülü yöneticileri fiyatlarını 60 Dolar seviyesine taşımışlardır bile… Mayısta Türkiye 40 Dolar Haziranda ise 30 Dolardır… Ve git gide düşen fiyat ivmesi ile İZLENİLEN ülkedir…

Yabancı misafirlerin tatil alışkanlıkları bizimkinden oldukça farklıdır. Bizler evde otururken “kalk hanım” diyerek karar verdiğimiz tatile, onlar aylar öncesinden haberdardır. Nereye gidecek, kaç para ödeyecek, hatta odasının manzarası ve dahi numarası… Bu tarz yabancı konuklarımız için para çok önem taşıyan bir unsur değildir, onlar için önemli olan kötü sürprizlerdir. Sürpriz yaşamak istemezler, çok önceden bilmek isterler ve şaşırmak doğabilecek en büyük aksiliktir onlar için. Peki, bahsettiğim aile Ocak ayında Türkiye’den aldığı 100 Dolarlık fiyatı kabul etseydi? O parayı verip Temmuzda Türkiye’ye gelip yan odada kalan ülkedaşının 20 Dolar ödediğini anlasaydı?
Yukarıdaki senaryoyu ülkemiz çok yaşadı. Yabancı misafirlerimiz de… Bu nedenledir ki ülkemize KALİTELİ PARALI müşteri gelmez… Çünkü onlar kötü sürprizler yaşamak istemez. Bize gelenler ise ellerinde bavulları ile havaalanına gidip akan yazılarda “Uçak dâhil Türkiye’de bir hafta tatil 299.- Dolar’’ yazan reklamlara bakıp, anında karar veren misafirlerdir. Onlar da ceplerindeki bozuk paraları birleştirerek, ödemelerini yaparlar.

Sözün özü şudur ki; biz Türkler “Hadi hanım kalk gidiyoruz’’ hareketiyle başlayan tatil alışkanlığımızı, yurt dışına ihraç etmiş, oradaki misafirlere de zorla kabul ettirmiş oluyoruz.
Bu nedenle TÜRKİYE’YE PARALI ZENGİN MÜŞTERİ gelmez, Türkiye’ye gelen müşteriler LAST TO MINUTE müşterilerdir. Onlarda da para yoktur…
Canım ülkemizi yok pahasına satıyoruz!

Sağlıcakla, esenlikler dilerim.

 

UMUT ÇAKIRHAN (Profesyonel Turizm Yöneticileri Birliği Başkanı)

Etiketler:

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yapın