KÖYÜMÜZE DOKUNMA

orada_bir_koy_var_uzakta_o_koy_bizim_koyumuz_ama_atanmis_ogretmeni_yok_h18010Bugünden itibaren yeni ‘büyük şehir yasası’nı tüm yönleriyle ele alarak yazı dizisi oluşturacağız. ‘Köylerimiz’, ‘yeni yönetimler’, ‘mini federasyon’, ‘üretimsiz yönetim modeli’, ‘getirdikleri ve götürdükleri’ başlıklarıyla ele alacağız.

 

Yeni büyük şehir yasasıyla köyleri mahalleye çeviren hükümetin, iktidara geldiği günden bu yana köylüyü gitgide eritmesi yetmezmiş gibi, en sonunda köyü ve köylüyü tamamen bitirmeye kararlı gibi görünüyor. Köy olmadan köylü, köylü olmadan üretim, üretim olmadan da bir ülkenin gelişmesi söz konusu olamaz.

 

Mersin’de çiftçiye “Ananı da al git” diyen, çiftçinin mahsulü dalında kalıp yollara dökülünce sessiz kalan, dışarıdan Angus getiren başbakan; köylüyü ekonomik olarak bitirmeyi başarmışken, şimdi de köylüyü tarihten siliyor.

“Köylü Milletin Efendisi’dir”diyen bir liderin yerine köylüyü tarihten silmeye çalışan bir lider.

 

Türkiye kadar zengin bir ülkede dışarıya ihracat yapılabilecekken, dışarıdan ürün ithal edilmesi utanılacak bir durum iken, övünülecek bir durum haline getirildi. Buna köylünün, üreticinin, genç nüfusun bile sessiz kalması gerçekten düşündürücü…

 

Çocukluğumuzda köyümüze gittiğimizde herkesin hayvanları, traktörü ve tarlada mahsulü vardı. Dedemlerin evinin önünde bidonlarda mazot bulunurdu, ambarlar fıstık, buğday dolu olurdu. Şimdi aynı köyde dedemler fıstığı marketten alıyor, traktör evde yatıyor. Bırakın bidonda mazotu, traktörün deposunda bile mazot yok. Hayvancılığı ise köyde sayılı insanlar yapıyor. Saman bile kiloyla satılır hale gelmiş.

 

Yeni büyük şehir yasasını sadece köylerimiz açısından ele aldığımızda bile aksaklıkları açıkça ortaya çıkıyor. İnsanlar büyük şehirlerden kaçıp, köylere dönmek isterken; köyleri bitirmeye çalışmak, doğal, üretime dayalı güzellikleri bitirmeye çalışmak; aklıselim, Türkiye’nin yararına bir düşüncenin ürünü olamaz…

 

Metin ARAYCI

Etiketler:

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yapın