İstediğiniz kadar paranız olsun , mal mülk zengini olun fark etmez otelci olmak, turizmci olmak bunlarla ölçülebilir bir şey değil.. Önce turizm olgusunun vizyonuna ermek , erdemine nail olmak lütfuna şükretmek lazım.
Damdan düşer gibi bu işe girenler, sonrasında damdan düşeceklerini bilmelidirler. Zor iş vesselam; eskiden misafir beklentilerinin bu denli yukarılarda gezmediği zamanlar da iki gülücük iki jest ile halledebildiğiniz sorunlar artık bu tarzla giderilemiyor. Misafir kalite ve beklentileri arttıkça sizler geride kalıyorsunuz. Sizin bildiğiniz gibi , iki şarap bir küçük meyva tabağı ile çözülemiyor sorunlar. Profesyonellik gerekiyor , analiz yeteneği , vizyon sahibi yöneticiler ve turizm perspektifinden olaylara bakmayı becerebilmek gerekiyor. Bunlara sahip değilseniz asla turizm yapmayın. Siz tüccarlık yapmakla otelcilik yapmak arasında bir fark göremiyorsanız turizm yapmayın. Bırakın bu işi bilenler yapsın.
Milyon dolarlık tesisler açıp , kapı girişinde , resepsiyon önünde , büfe başında ekonomi yapmaya çalışanlar , turizm ve otelcilik algılayışınızı değiştirmenizin zamanı gelmiş de geçiyor.
Sizleri daha fazla rencide etmek istemem ama ; hem tesisinize , hem zamanınıza hem paranıza hemde sizin için alın teri döke personelinizin terlerine yazık.. Bilmeden ülke turizmine attığınız kazıkda cabası..
İşletmecilikte bizlere ilk öğretilen kuram ‘yetki devri’ esasıdır. Siz yukarıdaki olumsuzlukları yaşamak ve yaşatmak konusunda ısrarlı oldukça bu gemiyi yürütemeyeceksiniz. Profesyonel bir yöneticiye ve onun ekibine yetkilerinizi devretmeniz gerekmektedir. Yetkilerinizi devretmiş olmak ‘patron’ olmaktan vazgeçmek demek değildir. Unutmayın kontrol itimada mani değildir.
Saygılarımla
Umut Çakırhan
