TÜRKİYE, AB İLE NİŞANI ATIYOR

216893_turkiye-avrupa-birligi-ekonomiTürkiye yetmiş beş milyonu aşmış nüfusu ; nüfusunun 5/3’lük kısmı aktif iş gücü olan serbest piyasa kurallarını iyi bilen ve iç dinamikleri gelişmiş bir ülke.. Her ne kadar değişken bir ekonomik yapısı olsa da güçlü bir iradeye sahip.
Yurtdışı gelişmeler iç piyasalarda çabucak yankı bulsa da , olumsuzlukları kendi iç gücüyle absorbe edebiliyor. Olumsuz dış etkilere açık değil.
Turim endüstrisinin gelişmiş yapısı , diğer sektörlerden farklı olarak yüzlerce yan sektörü besleyen ekonomik bölüşümü ile itici güçlerden biri. Turizm ; Tekstil,İnşaat ve Tarım alanları arasında maaliyeti az getirisi yüksek rekalmı güçlü bir sektörel yapı.
Tüm bu ekonomik girdilerin yanısıra yabancı yatırımcıların Türkiye tercihleri de inanılmaz güçte. Şöyle ki yabancı yatırımcıların tercihleri genelde bu denli güçlü ekonomilerde yer almaktan ziyade , daha az gelişmiş ve yatırım sonrası etkin bir soyal-ekonomik ve siyasal etkinlik yaşayabilecekleri ülkelerdir.
Peki yatırımcıları Türkiye ye çeken güç nedir ? Öncelikle siyasal kaygıdan uzak olması ve genç dinamik nüfusu ile insanlarının gelirlerinin %80 lik kısmını tüketim olarak kullanmaları. Bu oran Japonya ‘da %40 , Kanada da %60 , Rusya’da %65 düzeyinde. Avrupa’da ise ortalama % 55 lik bir oran aylık gelirlerini ay içinde tüketimde kullanıyor. Gelirlerin emsal ülkelerden daha az olması kişibaşına düşen gelirlerin ancak tüketime yetmesi bir gerçek lakin ; tüketim alışkanlığı ise reel olgu.
AB ise politik duruşu ile yıllarca Türkiye ‘ye kan kusturdu. Kaz gelecek yerden tavuğu esirgedi, hem kaza hem tavuğa sahip olmak istedi. Bu tek taraflı monolog Türkiye nüfusunda ki AB sürecini destekleyenlerin sayısını yarının altına indirdi. İş gücüne dahil nüfus 40 milyon olan Türkiye’de bu nüfusun büyük bir çoğunluğu artık AB ye katılımcı olma taraftarı değil.
AB içinde de derin çatlakların olduğu göz önünde tutulursa ; AB içinde yakın zamanda yeni kopmaların olması sürpriz olmaz.
Peki biz ne yapmalıyız ? Önümüzde 3 önemli alternatif var. İlki bağımsız Türk cumhuriyetleri ile ekonomik-siyası-yönetsel bir birliğin hayata geçirilmesi ki ; bu süreç Türkiye‘nin önceleri elinde olan ve sonrasın da ise gerek Rusya gerek ABD ve İran’ın bölgede etkinliğinin artması ile ellerimizden kaçırdığımız bir süreç. Bunu hayata geçirebilmenin yolu orada ki siyasal unsurları buna razı etmek ve en önemlisi de halkı buna teşvik etmek. Şu aşamada zor görünüyor.
İkinci önemli birlik ise Rahmetli Özal tarafından hayata geçirilen Karadeniz Ekonomik İş Birliği Örgütü‘dür. Türkiye öncülüğünde kurulan örgüt eski gücünde ve aktifliğin de olmasa da örgütsel yapısı ve katılımcı ülkelerin kabulu ile tekrar canlandırılabilir.
Üçüncü ve son yıllarında iki kutuplu dünya ya üçüncü bir kutup ekleyen Şanghay İşbirliği Örgütü..Bu örgüt Rusya-Çin-Kazakistan-Kırgızıstan-Özbekistan ve Tacekistanın üye olduğu İran Hindistan Pakistan ve Moğolistan ın gözlemci olarak toplantıları izlediği bir örgüt. Terör ve ABD etkinliğini azaltmak için kurulsa da roller zmanla değişmiş ve ekonomik ve siyasal bir örgüt haline gelmiş durumda.
Sayın Başbakan’ın son zamanlarda Şanghay beşlisini daha sık telaffuz etmesine bakılırsa , bu birliğe mesaj gönderdiği net..
Bize göre Çin Rusya ve Hindistan’ın önderliğini çektiği bu birlikte olmanın – Fransa Almanya İngilterenin önderliğini yaptığı AB de olmaktan pek farkı yok.
Bana kalırsa öncelikle Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü‘ne can verilecek projelerin hayata geçirilmesidir.
Kurucu üyeleri Arnavutluk-Azerbeycan-Bulgaristan-Ermenistan-Gürcistan-Moldova-Romanya-Rusya-Türkiye-Ukrayna-Yunanistan bunların yanısıra KEİÖ’ye Beyaz Rusya- Polanya-Hırvatisyan-Çek Cumhuriyet-Mısır gözlemci üye olarak katılıyor ve Kıbrıs Rum kesimi Sırbistan ve Karadağ üyelik müracaatında bulunmuş durumda.
Bulunduğumuz bölgesel durum ve çoğu ülkelerde Ekonomik etkinliklerimizin olması bizi otomatikman Etkin üye durumuna getiriyor.
Turizmci gözü ile baktığımızda ise KEİÖ tüm alternatif örgütlerden daha ön plana çıkıyor. PTYB Profeyonel Turizm Yöneticileri Birliği olarak Bungaristan-Yunanistan ve Romanya ile müşterek yürütülebilecek ortak projeler oluşturulmuştu. Bunlardan biri TÜRKİYE-YUNANİSTAN ortak destinasyon projesiydi.. Diğeri ise TÜRKİYE-YUNANİSTAN ve BULGARİSTAN ın kesişme noktasında yapılacak olan ORTAK HAVAALANI Projesi idi..
Umarım uzak diyarlar bizi çekmez, burnumuzun dibinde ki cennete adım atmayı tercih ederiz.

PTYB Başkanı : Umut ÇAKIRHAN

Etiketler:

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yapın